Ben “Brandolini Yasasını” bilmiyordum, Gazete Pencerede geçen pazar Gönç Selen’den öğrendim. O da Fatih Altaylı’nın “Teke Tek” Programında rastlamış. Literatürde bilinen diğer ismi “Saçmalık Asimetrisi İlkesi” olarak anılıyor. Aslında yasadan öte bir gözlem ya da tez olarak ele alınabilir. İlk ortaya atılışı 2013 yılında İtalyan bir yazılımcı olan Alberto Brandolini’nin bir tweet’iyle olmuş. Tabii adını da bunu ortaya atan kişiden almış. Bu yasa kısaca şunu anlatıyor: “Saçmalığı çürütmek için gereken enerji miktarı, saçmalığı üretmek için gereken enerji miktarından daha yüksektir.” Brandolini’nin bu yasayı ortaya atmasının nedeni tabii ki sosyal medyada sürekli rastladığımız sahte haberler, ünlü bir otoriteye aitmiş gibi yazılan sözüm ona özlü sözler. Gönç Selen iki haftadır bu saçmalık üzerine yazıyor ve hatta Ataol Behramoğlu’nun başına gelenleri de şöyle anlatıyor: Behramoğlu bir ara artık çok yorulmuş kendisininmiş gibi atılan özlü söz tweetlerini cevaplamaktan ve bir tanesine “vallahi benim değil” diye yanıt vermiş. Karşısındaki inanmış adam yılmamış, ispatlarım diyormuş. Güler misin ağlar mısın? Özlü söz bataklığından en çok payını alanlar sanırım İlber Ortaylı, Ataol Behramoğlu, Nietzsche, Dostoyevski, Einstein gibi ünlüler olsa gerek. Hadi yaşayanlar “vallahi benim değil” diyor da ötekiler ne yapsın?..
Beyin bilgiden daha çok inanmaya yatkın. Çünkü çok daha konforlu ve rahat. Sana sunulanı alıyor ve kabulleniyorsun. Sosyal medyada böyle işliyor, sorgulamak irdelemek yok. Geldiği gibi başkalarına aynen yönleniyor. Doğru mu, yalan mı araştırmak zor, uzun ve zahmetli iş. Yalan böyle çoğalıyor ve dolanıyor. Yalanı kabullenmek az enerji istiyor ancak bunu temizlemek gerçekten çok zor iş. Bir kere yazıldı mı zihinlere kazımak fazla miktarda enerji istiyor. Sevdim ben bu yasayı, bir cümleyle çok şey anlatıyor. İlerlemek için önce bildiklerini unutman gerek diye boşuna dememişler. İnsanlık ne zaman bilgiyi inancın önüne koyar, o zaman doğru işler yapmaya başlar…