Sakarya’da 17 Ocak 2023 günü yayımlanan yazımızda kırsal kesimde yaşanmakta olan değişmelerin kısa bir listesini paylaştık. Kırsal kesim varlıklarımızı etkin ve verimli değerlendirmek istiyorsak, değişen koşullara uyum için harekete geçmeliyiz.
• Tarımsal üretimle ilgili geleneksel bakış açılarımızın uyum sorunlarımızı nasıl etkilediğini masaya yatırmalı ve sorgulamalıyız.
• Kırsal kesimle ilgili tutarlı stratejiler, etkili planlar yaparak üretim verimini artırabilmek için envanter, veri ve net bilgi konusundaki eksiklerimizin neler olduğu konusunda ortak bir anlayışa erişmeliyiz. Çağımızın hammaddesi olan “veri” konusunu çözmeden, söylenecek diğer bütün sözler anlamsızdır; değer üretilmesine katkı yapmaz.
• Kırsal kesimde tarım ve hayvancılıkta iş yapma modellerimizi ve metotlarımızı gözden geçirme özgüveni, kendimizi yeniden üretmenin gerek şartıdır.
• Kırsal kesimde üretimi etkinleştirmek için destekleme sistemini gözden geçirmeli, net bilgiye dayalı ihtiyaç belirlenmesini, kaynakların doğru tahsisini, kaynakların yaratılmak istenen sonuçlara katkısını gözetleyen ve denetleyen mekanizmalar üzerinde çalışılmalıdır.
• Ülke ölçeğinde gıda güveni ve güvenirliliğini sağlamak için tarım ve hayvancılıkta stratejimizi belirlemeden bütünsel ve tutarlı uygulamalar beklenmemelidir.
• Tarım ve hayvancılığın “varlıklı olmak için değil var olmak için” yapılması gerektiğini, sektörün “ kalkınmanın gerek şartı olduğunu, yeter şartı olmadığını” bakış açımızın merkezine yerleştirilmeli, strateji, politika ve uygulamaların daha tutarlı olabilmesini sağlayabilmeliyiz.
• Öngörme ve önlem alma disiplininin işler hale gelebilmesi için sağlıklı veri, bilgi üretimi ilk adımdır; ikinci adım ise aldığımız önlemlerin ödünsüz gözetim ve denetimidir. Kırsal kesimde ciddi bir gözetim ve denetim sistemini işler hale getirecek hukuk altyapısı hayati önemdedir; bu husus bizleri yaratmak istediğimiz sonuca götürecek temel etkenlerden biridir.
• Toprak mülkiyetinde geleneksel bakış açımız ve onun yarattığı algının olumsuzluklarını, değişen koşullara uyum için yarattığı olağanüstü engelleri önyargı, yerleşik doğru ve ezberlerden arındırarak sorgulamalıyız. Topraklarımızın mülkiyet hakkı kutsaldır; mülkiyet bize “işleme hakkı” verir… Toprak mülkiyeti ile işleme verimliliği arasındaki dengeleri gözetmeyen politika ve uygulamalar yaratılmak istenen sonuca ulaştırmaz.
• Tarım ve hayvancılıkta işletmelerin “karlılık analizi” ya da “fayda maliyet analizi” ile değerlendirilmesi hayati önemi haizdir. Bu iki alanda tercihleri netleştirmeden, destek sistemlerini, işletme ölçeklendirmelerini, yerli üretim ve ithalat etkileşimini sağlıklı bir zemine oturtamayız.
Eğer Eskişehir’in kırsal kesimiyle ilgili ciddi değerlendirmeler yapmak istiyorsak, yerel ölçekte dinamik envanter, güvenilir veri konusunu bir seferberlik anlayışı ile ele alıp sonuçlandırmalıyız. Belediyeler, valilik, STK’lar bu “beka” sorununda işbirliği yaparak çözüm üretemiyorsa, işimiz çok zorlaşacaktır.
Eskişehir’in kırsal kesim potansiyellerini, potansiyellerin değerlendirilmesi model ve metotlarını yerel ölçekte sorgulamak, analiz etmek ve örgütlenerek harekete geçmek son derece önemli ve ağır sorumluluktur. Bu sorumluluğu hep birlikte anımsayalım, harekete geçilemiyorsa, herkes önce kendi eksiğini ve kusurunu anlamaya çalışmalıdır.