Ülkemizin beklenen refah düzeyini neden yakalayamadığımızı düşünen herkes şu soruyu kendine yönetmeli :  Bir yüzyılı geride bıraktığımız halde, yaratmak istediğimiz sonucun neden uzağındayız?
    Kaliteli kalkınma  konusunda eksiklerimizin olduğundan, gelişmiş toplumlar arasında hak ettiğimiz yeri alamadığımızdan yakınanlarımız azınlık değil.
    Şimdi bir başka soruyla zihinlerimizdeki aydınlanma alanlarını genişletmeliyiz: Orta gelir tuzağını aşarak gelişmiş toplumlar arasında yerimizi  alma , küresel değer zincirinde  doğru konumlanma yapabilme  konusunda hangi metotlar ve yaklaşımlar bizi hedefe  götürmedi?
    Sorunun yanıtını vermek için sözü uzatmanın, dolambaçlı anlatımların  gereği yok. Başarısızlığımızın çok temel nedenleri  sağlıklı veri, tutarlı kuram, iyi planlanmış model, uygun metod, derinlikli analizi konusunun ciddiye alınmaması. 
    Dünün yanlışlarını sorgulamak için aşırı zaman ayırmanın gereği yok. Elbet ki dünden ders alarak, daha sağlıklı yarınlar oluşturmalıyız. Bu noktada, dünü anlama ile geleceği inşa etme arasında tutarlı dengeler oluşturmanın hayati önemini iyi kavramalıyız.
    Hiç  kuşku etmeyelim ki, atılacak ilk adım ,güven vermeyen resmi ve özel verileri  “güven alanına” taşıyacak bir  “ dinamik envanter hazırlama”  olmalıdır.

Yerel envanter  yerelde yapılır
Yüzyıllık kalkınma kültürümüz, hepimizi her şeyi merkezi hükümetten beklemeye yönlendirmiştir. Merkezi hükümetleri, ellerinde Musa’nın asası olan, sihirli çözümler üretebilecek bir güç olarak algılatma ve algılama hepimizin işine gelmiştir.
    “Büyük güç yerelde yaratılır” gerçekliği kalkınma ve gelişme konularını tartışan ortamlarda  güçleniyor.
    Eğer, Eskişehir’in özelinde bir  “ dinamik envanter” hazırlamayı başaramazsak, 100 milyona yaklaşan büyük bir ülkeyi  merkezden yönetmeye  kalkan aklın yarattığı israfa saplanırız. Ülkemizde  büyük vi iddialı hedefler her düzlemde heyecanlı söylemler haline geldiği halde, söylemlerin eylemeye geçememesi, yaratmak istenen sonuca erişilememesi  üzerinde derinliğine düşünülmelidir.
    Bir çokları için anlamsız, fantezi gelse de, Eskişehir’in  hak ettiği gelişmeyi yaratabilmesi için   veri üretmenin ve gerçekci ihtiyaç önceliklerini belirlemenin ilk adımı olan envanter konusunu ciddi bir adımdır.
    Envanterin yerelde yapılması gerektiğini bir ortak düşünce haline getirebilirsek, önümüze çıkacak  güçlükleri aşabilecek potansiyelin  bu kentte var olduğunu  anlarız.

Denemekte ne sakınca var?
Eskişehir’deki üniversiteler aralarında  işbirliği yaparak, kente  özgü  envanter yapılabilmesinin koşullarını sorgulayabilir.  Siyasi irade temsilcileri, bürokrasinin kentteki sorumluları, seçilmiş yerel yönetim  yetkilileri, STK yöneticileri, medya mensupları ve katılmak isteyen toplumun diğer farklı kesimleri temsilcilerini  bir araya getirerek şu soru sorulmalıdır: Eskişehir’in kırsal ve kentsel alanlarında; insan kaynakları, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri, bilim ve teknoloji birikimleri, fiziki sermaye stokları, terkedilecek işleri, gelişmeyi besleyecek yeni karşılaştırmalı üstünlük alanları  hakkında ne biliyoruz?
    Yakın zamanda yaptığım bir çalışmanın deneyimini paylaşayım. Yerel bir iş insanının destekleriyle  Bursa Orhangazi’de 25 köyün tümüne giderek orada yaşayanlarla konuştuk. Kentte  siyasi parti yerel örgütleri de dahil bilinen bütün örgütlerin, hemşehri  derklerinin, kadın ve öğrencileri temsil edenlerin görüşlerini aldık. İki yıl aralıksız her hafta bir gün çalışarak  “Orhangazi  Dün, Bugün ve Yarın” başlıklı  kitapta  saptamalarımızı  paylaştık.
    Çalışmaya katılanların çoğunluğu, başlangıçtaki bilgilerimiz büyük çoğunluğunun eksik, yanlış ve ezbere dayandığını saptadık.
Eskişehir’de denenmelidir
Merkezi yönetimden beklemeden, Eskişehir’de  “veri bazı” oluşturacak envanterin neden yapılması gerektiğini, nelerin yapılabileceğini, nelerin yapılamayacağını  ortak bir platformda tartışmak için  Sanayi Odası, Ticaret Odası, Borsa, üniversiteler, siyasi parti yerel örgütleri, sendikalar, mesleki sivil toplum örgütleri, ilçe temsileri gibi  geniş katılımcı sorgulamaya önderlik edecek bir  odak oluşmalıdır.
    Eğer aklınıza yıllardır konuşulan sorunları neden bir türlü çözemediğimiz geliyorsa… Yanıtı  çok net:  Kuramı küçümseyen, modeli önemsemeyen, metotların değerini bilmeyen, derinlik analizi yapma bilinci yeterli olmayan tavrdımızdandır.
    Yerel envanter  yapılabilirse, aşırı ve noksan değerlendirmeleri azaltır. Popülist yaklaşımları önler. “İyi niyetli cehaletle art niyetli ihanetin çıktığı israf kapısını kapatır”. İhtiyaçlarımızı doğru belirlemenin yollarını açar. Tutarlı projeler yapmamızı  kolaylaştırır. Kaynaklarımızı etkin ve verimli kullanmamıza vesile olabilir.
    Anadolu’da “ Denemeyi kurt yememiş!” diye bir anlatım vardır. Eskişehir   kendini bilmek için envanter hazırlanmasını denemelidir.