Bir zamanlar, özellikle de Anadolu’dan Trakya’dan göçün hızlandığı ve hızlı şehirleşmenin başladığı yıllarda Osmanlının yüzyıllar boyu başkenti için söylenirdi başlıktaki veciz;
-İstanbul’un taşı-toprağı Altın!..
Yerlilerinin, göç edenlerin gelişmeye paralel tuttukları her işten zenginleşmelerini örnekleyen bir yerleşik bir tanımlama. Hani büyüklerimizin de çocuklarına dua niyetine söyledikleri bir güzel temennileri vardı ya… Aynen onun gibi;
-Tuttuğun Altın olsun!.. 
İşte benzer örneklerde olduğu gibi kimi uyanıkların “tuttuğu her iş ”Altın oluveriyordu!. Yoksa onlar, bugünlerde olduğu gibi elde kazma-kürek İstanbul’un altını-üstüne getirmiyorlardı elbet!.. 
Ama benzetmeyi son on yıllara uyarlarsak “gerçekleşti” diye biliriz. Nasıl mı?
-İstanbul’un ele geçirdikleri her metrekaresine devasa beton çirkinlikleri inşa ederek rantçılar sayesinde…
Yada onlara bu fırsatı veren, hattı teşvik eden yerel ve genel iktidar sahiplerinin  tercihleri / politikalarıyla!.. 

Kaymaz örneği ortadayken…

Nerden aklına geldi bu konu derseniz… Bir hafta kadar önce gazetemizde okuduğum bir haber nedeniyle.. Haber,  Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği (ESÇEVDER) Başkanı Sadık Yurtman’ın açıklamalarından oluşturulmuştu. 
Sevgili Yurtman, Mihallıççık ilçesine bağlı Alpagut ve Atalan köylerinde incelemelere ilişkin medyayı bilgilendiriyor. Nedeni şu;
-Adı geçen köylerde, Altın-Gümüş maden ocağı ve zenginleştirme tesisi için bir firmaya ilgili müdürlük tarafından izin verilmiş olması…
Sadık Yurtman’ın bilgilendirmelerinden şunları da öğreniyorum;
Bu iki köyde “altın arama” iznine tabi alanın büyüklüğü 2 bin 740 hektar.
Çevre Değerlendirmeye (ÇED) tabi alan ise sadece 509 hektar. Ayrıca;
-Proje uygulanmaya başladığında 12 milyon ton toprak kazısı yapılacak!,, 
Yani, dağ-taş delik deşik edilecek, altın ya da gümüş çıkarılacak!
Sizin de aklınıza kısa süre önce Erzincan’da benzer işletmelerin birinde  o yığılan toprağın kayması sonucu 11 kişinin can vermesi gelmiyor mu?.. 
Bu arada, ESÇEVDER, yöre halkını bilgilendirme amaçlı 15 Ağustos’ta  bir toplantı yapılacağını da duyurdu. 

Vadideki defineciler! 

Benim aklıma Eskişehir Kaymaz’da siyanürler altın arama izni verilen bir başka işletme geliyor. 
-Yine il sınırları içinde buna benzer başvuruların varlığı…
Ve yine bir başka şey daha…
Bilindiği gibi o yöreler eski Bizans’ın Anadolu’daki yerleşim alanları arasında sayılıyor. Ve yıllar yılı buraların; 
-Define arayan maceraperestlerin ilgi alanı içinde olmaları gerçeği!.. 
Demem o ki, bu altın arama izni, kazma-kürek yerine, çağın modern manilerini kullanacak şirkete yasal kılıfı ile “define arama” izni verilmiş olmasın!.. 
İstedim ki daha şimdiden Eskişehir il ve belediye yöneticilerinin uyarmış olayım!..
Siz ne dersinin bilemem;
-Konu gerçekten ilginç ve her anlamda üzerinde ciddiyetle durulmasını gerektirecek.