Dünya güneşin etrafındaki dolaşımını bir kez daha tamamladı, yani insanlık bir tur daha bindirdi güneşin çevresine. İnsan ailesi ve çevresiyle var olan bir varlık, tek başına başarıyı ya da mutluluğu yakalaması olası değil. Toplumsal yaşam bu nedenle var, bunun için direniyor insanlık. ODTÜ Felsefe Bölümünden yaşayan filozof, akademisyen Ahmet İnam felsefeyle direnme arasındaki ilişkiyi şöyle kuruyor: “Felsefe direnmenin temel biçimidir, çünkü dünyanın kendisi direnmedir. Felsefe çözüm arayanların değil, soru soranların yeridir, şeytanla muhabbettir. Ne zaman ki şeytan sizi alt eder, o zaman insan olduğumuzu anlarsınız.” İnsan elbet hata yapar, şeytana da uyabilir, hatta ona yenilebilir de ama tüm etkinliklerimizde eleştirel düşünme ile sorun çözmeye yönelik zekâ büyük oranda yer tutarsa sonuçta galip gelen taraf insan olur. Albert Camus şöyle demişti: “Deney yaparak deneyim edinemezsin, deneyim yaratamazsın. Deneyimden geçmen gerekir.” Derler ki pişmanlıkların yoksa eğer gerçekten yaşamamışsın demektir. İnsan iki şekilde yanılabilir; ya gerçek olmayan bir şeye inanabilir, ya da gerçek olan bir şeye inanmayı reddedebilir. Dilerim geçtiğimiz yılda yanılgılarınız az olmuştur…
Bildiğiniz gibi “Felsefe” merakla başlar. Ama öyle “komşuya bugün kim gelmiş” şeklindeki sıradan merak ile değil, mesela “evrenin bir sınırı var mı?” gibi yakıcı/yaratıcı merakla başlar. Merak etmek insana kendini iyi hissettirir, insan olduğunun farkına varırsın. Bir de doğal olarak kendini kötü hissettiğin anlar vardır, hele böyle Ortadoğululuktan kopamamış bizimki gibi ülkelerde yaşıyorsan bu duygu daha kaçınılmaz olur. Bir de neoliberal ekonomik sitemin insanlık dışı vahşi kapitalizmi de üzerinize binince, aç bile kalabilir insan. En korkuncu da insanın kendi kendisini araçsallaştırmasıdır. Kendisine farkında olmadan bir enerji kaynağı olarak bakması, üretim aracına sahip olmak ve yönetmek varken kendisini üretim aracı olarak hissetmesidir. Maruz kaldığın ekonomik sistem kurtulmana izin vermez. Kullanıldığını bilmek kötü hissettirir. Çare yeni yılda bütün demokratik güçlerin omuz omuza mücadelesi ve birlikteliğinde aranmalıdır. Kimse altın tepside insanca bir yaşam sunmuyor, tırnaklarınla kazıman lazım. Herkese kendi içindeki iyilik kadar iyi bir yıl dilerim…