Siyaset açısından ülke önemli bir dönemeçte; önümüzdeki yıllarda kendisini hangi siyasi otoritenin idare edeceğine karar verecek insanlarımız. 14 Mayısa ne kaldı ki şunun şurasında.
Altmış dört milyon nüfusun çoğunluğunun o ya da bu şekilde kafasında seçim günü hangi partiye oy vereceği şekillenmiştir diye düşünmekteyim.
Kararsızlar denilen kesim de artık bir şekilde karar kılmıştır sandığa gittiğindeki tercihlerine.
İnsanlar vatandaşlık görevini yerine getirirken hayvan hakları savunucusu sıfatı taşıyanların da bu eylemi gerçekleştirmede son 20 yılda tek başına hükümetin başında olan partinin bu bağlamda neler yapıp neler yapmadıklarını hatırlamasında yarar var diye düşünmekteyim.
Ülkedeki sahipsiz canlar; kedisinden köpeğine, dağdaki bayırdaki geyiğinden vaşağına kadar tüm hayvanların haklarıyla ilgili, oldukça uzun bir süre olan 20 yılda hangi gelişmeler oldu? Bizler ne talep ettik, karşılığında neyi ne kadar alabildik? Üremelerinde, yaşamlarındaki konforda, tedavilerinde, beslenmelerinde ne kadar destek olundu o canlara?
1 Temmuz 2004’de yasalaşan Hayvan Hakları Kanununun maddeleri o günden bu yana ne kadar uygulandı? Aksayan, sıkıntılı, değişiklik yapılması istenen maddeler ne kadar zamanda, nasıl değiştirildi?
Hayvan hakları savunucularına nasıl ne ölçüde destek olundu? Meclis kapılarında, mahkeme koridorlarında, adliye kapılarında bekleyen, mazlumların haklı davaları için çırpınan arkadaşlarımız ne kadar kabul gördü?
Benim unutmadıklarım, içimi çok acıtan bazıları, 
Adları önce saldırgan ırka ardından yasaklıya çıkartılan köpeklerin ömür boyu barınaklara hapsedilmesi -gözümde tam bir soykırım-, 
Kedi, köpeklerin mamaları, temel ihtiyaç maddeleri sınıfına alınmayıp, lüks sınıfında bırakılarak %18 kdv alınmasına devam edilmesi, enflasyona bağlı olarak can korumacılarının zaten dar bütçelerinin daha çok sarsılması, erozyona uğratılması,
Hayvanların bazı tedavi bakım, kısırlaştırma ve işaretleme, geçici rehabilite denilen merkezlerinde aç susuz bırakılma, birbirlerine parçalatma şeklinde akıl almaz, vicdan kabul etmez mağduriyete uğramalarına göz yummak. Son olarak Konya’daki bir merkezde başına kürek vurarak öldürülmesi olayındaki görevlilere hiçbir yasal yaptırım uygulanmaması,
Mevcut yasanın hayvanlar lehine hemen hiçbir maddesinin hayata geçirilmemesi, tersine masum canların canlarına ot tıkamak adına her türlü ayak oyunlarının oynanması…
Daha seçime vakit var, yine irdeleyeceğiz, kurcalayacağız elbette bu konuyu inceden inceye. Misyonumuz ve insanlığımız gereğince.