Daha önceki seçimlerde çok yazdım ama  içme, kullanma ve sanayi suyu sorununu yerel seçimlerde neden konuşmamız gerektiğini  İlber Ortaylı ‘nın bir değerlendirmesi tetikledi. Ünlü  tarihçimiz   proje-odaklı, plan disiplinli sol siyaset tanımı  kapsamındaki partililerin “hayal yoksunu” olduğunu söyleyince, bu  bağlamda su konusunu hayal etmenin gerektiğini düşündüm.
    İnanç ve ırk odaklı siyasete abanan; pragmatist ve popülist siyasete alternatifi bir siyaset üretilip çoğaltılacaksa,  yerel seçim gibi uygun iklim ve ortam değerlendirilmeli. Böylesine açık bir fırsat kapısından girmeyi beceremeyen  bir siyasi akıma  yol açmamak için gelin  yerel seçimde  içme, kullanma ve  sanayi suyunu niçin tartışmamız gerektiğini sorgulayalım.

Durum değerlendirmesi
    Kentlerin su sorununu seçimlerde tartışmanın çok sayıda gerekçesi var. Biz o gerekçelerden birkaçına değinelim:
•    Temelde su kaynakları bakımından zengin bir ülke değiliz. Dünya  tatlı su üretimi sıralamamasına  baktığımız zaman ülkemizin yeri oldukça gerilerde.
•    İklim değişikliğinin etkilerini giderek daha güçlü hissedeceğiz. Gerekli dinamik envanteri olmayan, yeraltı ve yerüstü su  kaynaklarımızı iç ve dış koşulları  dikkate alarak yönettiğimiz söylenemez.
•     Var olan su kaynaklarını  korumak için  su kullanımında toplum bilincinin yükseltilmesi kadar, sistemin  edilgen kontrolünü öne çıkaran altyapı yatırımlarımız yeterli olmadığı gibi, entelektüel düzlemdeki tartışmalarımız “su stratejisi kurgulama” için de yeterli midir  tartışılmalıdır.
•    Toplumumuzun  “su kullanma bilincini” yükseltecek toplumsal tartışma geleneksel medyada  gerektiği gibi  yer almadığı gibi, yeni medya kanallarında da güven yaratan bilgiye götürecek kapsamlı  bilgilendirmeler yeterli değil.
•    Su konusu zaman zaman toplum gündeminin ön sıralarında sorgulansa da, konu  bir merkezin yönettiği; gelişmelerin ileriye ve geriye bağlantılarını  analiz eden ve suyun yanlış kullanımından ,buharlaşma etkisine  kadar uzanan yönetim araçlarından da oldukça yoksun olduğumuz söylenebilir.
Adaylara sorulacak sorular
Gerçekten hayati  sorunlarımızdan biri olan “içme, kullanma ve sanayi suyu” konusunda yerel yönetimlerimiz ve yerel yönetime aday olacaklara sormalıyız:
1.    Var olan  su  kaynaklarımız, bu kaynakları kullanıcıya ileten  dağıtım ağının  kapasite ve teknik imkanları nedir?
2.    Son 10 yılda su  konusunda planlama ve uygulama bağlamında neler yapılmıştır?
3.    Var olan planlar ve gerçekleştirilen yatırımlar su konusu kaç yıl güvenle sağlayacak durumdadır?
4.    Su sağladığımız kaynaklarda yaşanan sorunlar nelerdir? Açık kaynaklarda iklim etkisi, yeraltı kaynaklarında kuyu derinliklerinin artması, dağıtım hatlarında kaçak kayıp oranları  gibi  su kullanma sürecinde  potansiyeller nelerdir?
5.    Evsel ve sanayi atıklarının arındırılması konusunda Eskişehir’in durumu nedir? Ne olması gerekir?
6.    Yağmursuyu hasadı konusunda  potansiyel var mıdır? Bu konuda yapılmış ön-araştırmalar ne söylemektedir?
7.    Eskişehir’in içme, kullanma ve sanayi suyu konusunda orta ve uzun dönemli bir ana planı var mı?
Soruları daha da çoğaltabiliriz. Amacımız konuyu bir “polemik platformuna” taşımak değil… Yerel yönetimler, DSİ ve ilgili diğer  aktörlerin  bugüne kadar yaptıkları  çalışmaları öğrenerek onları haksız yere suçlamamak… Bir de, yerel yönetim  seçimlerini  “dedim-dedin”, “sen dedin de yapmadın”, “ ben  olsaydım yapardım”  gibi  sığ  tartışmalar yerine  Eskişehir’de su sorununu  belgeye, bilgiye ve kanıta dayandırarak tartışmanın üreteceği  güçten yararlanmak istiyoruz.
    Eskişehir’in  su sorunu bilerek  oy verenlerimiz varsa  kendilerini içtenlikle tebrik ederiz. Bilmeden oy kullananlar varsa, o zaman kendimizi sorgulamak  teknik olduğu kadar ahlaki bir sorumluluk değil mi?
________________________________________________
Not:Ağırlıklı  bakan yardımcılarından oluşan Ulusal Su Kurulu’nun  yapılandırması, işlevi ve  Eskişehir’de olası etkileri de yakından izlenmesi gereken yeni bir oluşumdur.