Neredeyse iki yıla yaklaşıyor, Türkiye’nin önünde birer yıl arayla iki seçim vardı. 2023 Mayısında genel seçim ve Cumhurbaşkanlığı, bir 10 ay sonrasında ise yerel seçimler. 
Ardından bir süre seçim sonuçlarının analizleri diyelim. Yaygın medyamız halen bu türden yorumları ve siyaseten gelişmeleri vermeye devam ediyor. Örneğin son üç yıldır hep gündemde olan;
-Ekonomik kriz ve buna bağlı halkın paylaşmak zorunda olduğu hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı. 
Önceki günden itibaren de Cumhur başkanı ve AKP genel başkanı Erdoğan ile yerel seçimlerde “birinci parti” sıfatını yakalayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in 8 yıl aradan buluşmasını!.
Neyse bunlar hiç bitmeyecek, sürebildiği kadar sürecek!..
*** 
Yerel basınımız ise son genel siyaseti bir yana bırakmakta. O tür haberler olması gerektiği gibi ikincil, üçüncül manşetler olarak verilmeye devam etmekle birlikte, yerele, yani Eskişehir sorunları ağırlık kazanmaya başlamakta. 
Keza, gelişmeleri yorumlamakla görevli biz “köşe kadıları” da yerele dönmekteyiz yavaştan!.  Öyle ya bizim de “Esas görevimiz;

Turizmin merkez üssü!

Gerçi arada bir buna değinen eleştirilerde bulunan arkadaşımız Murat Taşkın, şehrimizin “Neyin merkezi” olduğuna değinen hatırlatmalarda bulunmuş, “olamadıklarımızı” sıralamış son yazısında. Bunlardan biri de;
-Turizm şehri Eskişehir!..
Evet son yıllarda böle bir unvan kazanmış bulunuyoruz. Bu “hayalini bile kuramadığımız” hedeflerden biriydi ve oldu; Önceki gün, sıkça gittiğim gibi Odunpazarı’nın tarihi yöresindeyim. Gerçi 1 Mayıs rasmi tatili ve sonrası gününde, tabir yerindeyse;
-İğne atılsa yere düşmeyecek gibi!.. 
O bölgeye ilk adımı, zamanın Anadolu Üniversitesi Rektörü Yılmaz Büyükerşen atmıştı. Hemen bölgenin girişinden üç-dört tarihi evi alıp, restore ederek..
Sonra , 1960’ların başlarında 0 tarihi konutlara “çivi çakmanın” dahi yasak olduğu bölgede gerek konut sahibi olanlar ve satın alanlarca başlatılan restorasyonlarla devam eden bir süreç.
Bu süreç Odunpazarı’nın Belediye Başkanı Burhan Sakallı döneminde hız kazandı. Kazım Başkan tarafından da devam ettirildi. Böylece;
-Odunpazarı şehrimiz turizminin merkez üssü oluverdi!..
*** 
Elbet tüm kentin “Turizm Merkezi” olması için bir bölge yetmezdi!. Daha başka modern tesisler olmalıydı. Müzeler, sanat merkezleri, işlevsel parklar, yeşil alanlar ve Porsuk’un ıslahı ve çekiciliği de gerekliydi. 
-Onu Da 25 yılda Yılmaz Büyükerşen gerçekleştirecekti…

Ya Termal Turizm? 

Evet onca olanaklarımıza karşın, bunu beceremedik maalesef! 
Tarihi kayıtlardan biliyoruz. Öğreniyoruz ki, Bizans imparatorluğunun prensleri, prensesleri günlerce yolu göze alıp şehrimize gelip “sıcaksular” dediğimiz mevkideki hamam tipi yapılarda aylarca kalıp şifa aramaktaydılar!
Sonrasında Osmanlı ve de Cumhuriyet dönende günün şartlarında bu çekiciliğini kullandı kaynaktan fışkıran sıcak sularımız! 
Hatırlarım; Macaristan’dan eşiyle gelen, epey güzel Türkçe konuşan bir soydaşımıza rastlamıştım 1985’lerde. Nereden Duymuştu sıcak sularımızın ününü? 
-Benim gibi tarihi kaynaklardan!.. 
Yurt içinden, başka şehirlerden gelen yüzlerce tanıdık ve bildik yurttaşlarımız cabadan. 
*** 
Peki hiç mi adım atılmadı, girişimde bulunulmadı mı bu konuda? 
Bulunuldu elbet!.. İlki, yine rektörlüğü döneminde Büyükerşen Hoca. Kısaca “Hidroterapi Merkezi” adında bir proje için yıllarca uğraşıp didindi. Hikayesi uzun, olmadı!.. 
Sonra bir baktık, ikinci başkanlık döneminde Tepebaşı Belediye Başkanı sevgili Ahmet Ataç. Nereden aklına geldiyse(!) araştırmış uzmanlara yerleşim projesi yaptırılmış bir büyük  emek;
-Kızılinler Termal. Turizm Merkezi !..
Ardından Porsuk’un öte yakasında Odunpazarı Belediye Başkanı sayın Burhan Sakallı. O da benzer bir proje hazırlattı…
-Ne oldu onlar? Uykudalar!..
*** 
Bugünlerden itibaren “uyandırılmaları” için elimden geleni yapacağım. Gerçek olan şu;
-Birincisi hayaldi gerçekleştirildi. Termal sulardan Turizm anlamında yararlanmak imkan dahilinde. Hem çok gerçekçiydi, beceremedik!..