İznik Gölü buharlaşma, tarımsal sulama, sanayi tesislerine kullanma suyu verilmesi gibi nedenlerde su birikim ve kayıp dengesini yitirmektedir. Gölün düzenini, dengesini ve döngüsünü yeniden sağlamak için ciddi projeler ihtiyaç vardır. Bu anlamda akla gelen ilk proje Uludağ eteklerinde yer alan Mezit Dereleri, Tüfekçikonak Deresi ve diğerleri, İnegöl ile Yenişehir arasındaki Boğazköy Barajı’ndan yararlanmadır. Boğazköy Barajı’nı besleyen havza Bursa ve Yalova’nın su ihtiyacını karşılamak için “içme suyu havzası” kapsamına alınmıştır; bu husus projelerde karar değişkeni olarak dikkate alınmalıdır.
Boğazköy Barajı’nın 243 milyon m³ biriktirme potansiyeli olduğu, bunun yaklaşık 170 milyon m³’ünün kapalı sistemle tarımsal sulama için kullanıldığı, özellikle sulama mevsimi dışında kalan ve Sakarya Irmağı’na akıtılan suların Findıcak Deresi’ne taşınarak Sölöz sahillerinden İznik Gölü’nü beslemesi uygulanabilir proje olarak görülmektedir.
İznik Gölü Havzası’nda yaşayanların sorumluluğu
İznik Gölü buharlaşma, tarımsal kapalı sistem, açık sistem vahşi sulama, yeraltı kuyuları ve sanayi ihtiyacını karşılama gibi etkilerle tehlikeli bir sürece girmiştir. Bu olumsuz sürecin durdurulması, gölün korunması ve geliştirilmesi için bir dizi projenin hayata taşınması gerekmektedir.
İznik Gölü’nde yaşanmakta olan olumsuzluğu önlemede önce havzada yaşayanlar sorumludur: Orhangazi ve İznik’te atanmış ve seçilmiş yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri konunun ayrıntılarını bilerek, isteklerini güçlü bir biçimde ilgililere iletmelidir.
İznik Gölü dar anlamda “politik yarışın aracı” haline asla getirilmemelidir. Göl konusunda alınması gereken önlemler, siyaset üstü ve milli bir değer olarak ele alınmalı, katılımcı, paylaşımcı ve kapsayıcı bir anlayışla gözlenmeli, izlenmeli ve sonuç alacak çözümlere odaklanılmalıdır.
Öncelikle yapılması gereken, İznik Gölü’nü etkileyen bütün unsurlar hakkında “net bilgi” edinmektir. Bu konuda kamu yönetiminin geçmişten bugüne yaptığı bütün çalışmalar bir merkezde toplanarak ciddi bir “İznik Gölü Hafızası” oluşturulmalıdır. Göl hakkında hiçbir talep, kulak kirliliğine dayalı duyumlarla yapılmamalı, teknik ölçüm ve değerlendirmeler öne çıkarılmalıdır.
Havza halkı, eksik ve yanlış bilgilerle suçlu aramamalı, konuyu yerel yöneticilerin “vizyonu” ve ilgisiyle açıklayan kestirme yargıların yarattığı “algı tuzaklarına” düşmemelidir.
İznik Gölü sınavı
“Yeşil yeni mutabakat”, “karbon ayık izi”, “yaşanabilir dünya” arayışı içinde olan, kendini çevreci hisseden herkes için İznik Gölü bir mihenk olacaktır. İznik Gölü konusundaki tutumuz, çevrecilikle ilgili samimiyetimizin sınavıdır. Bu sınavı kazanmak için bilgiye dayanan, etkin koordine edilen ve odaklanılan çaba gerekir. İznik Gölü’nü kurtarmak için aşağıda belirtilen adımları atmak hepimizin ortak sorumluluğudur.
Birincisi, İznik Gölü’ne ilişkin üretilmiş bütün bilgiler bir merkezde toplanarak değerlendirilmeli, muğlaklık ve karmaşanın yarattığı bilgi kirliliği önlenmelidir. Bilgi kirliliğini önleme bağlamında, rasyonel otorite işlevi görecek uzmanlardan oluşan bir birim, bugüne kadar İznik Gölü’ne ilişkin üretilmiş bütün bilgileri analiz ederek eksik olanı belerlemeli, yanlış olanı gerekçelendirilmeli ve yapılması gerekenleri netleştirmelidir ki, bir değer olarak göle sahiplenmemiz mümkün olsun.
İkincisi, Orhangazi, İznik, Gemlik Belediyeleri ile Bursa Büyükşehir Belediyeleri bir araya gelerek İznik Gölü’nü koruma stratejisini belirlemelidir. Strateji bağlamında, bugüne kadar yapılanları kamuoyuna anlatmak, yapılması gerekenler için de kitle desteğini almak için sürekli izleme ve gözleme yapacak bir birim oluşturulmalıdır. Bu birim, yerel medyalar aracılığıyla kamuoyunu bilgilendirmelidir.
Üçüncüsü, DSİ Bölge yönetimi ile BUSKİ yetkilileri bir araya gelerek, İznik Gölü’nü kurtaracak ve uzun dönemli geleceğini güven altına alacak projeler konusunda gerekli çalışmaları yapmalı, merkezi yönetimin çözmesi gerekenleri gerekçeleriyle belirlemeli, yatırım ödeneklerinin konması ve izlenmesi bağlamında yapılması gerekenleri netleştirmelidir.
Dördüncüsü, İznik Gölü’nde su kaybını ve kirliliği önleyecek projelerin hızlandırılması için öncelikler belirlenmeli, öngörme ve önlem alma disiplini kadar, ödünsüz gözetim ve denetleme disiplini de işletilmelidir.
Beşincisi, İznik Gölü Havzası’nda yaşayanlar, atanmış ve seçilmiş yerel yönetimler, siyasi irade temsilcileri, medya mensupları, İznik Gölü gibi bir değeri ortaklaşa korumalıdır. Bu konuda işbirliği ve güç birliği yapmayanların ve yapamayanların, başka konularda “yerli ve milli”, “ ülke bekası”, “yurtseverlik”, “yurttaşlık sorumluluğu” gibi söylemlerinin hiçbir anlam ifade etmeyeceği herkes tarafından anlaşılmalıdır.
Başta yörede yaşayanları, sonra da “yeşil bir dünya” arzulayan herkesi İznik Gölü’nün korunması çabalarına katkı yapmaya çağırıyorum.
- Son -