Felsefe en güzel Yunanca ve Almanca ile yapılır derler. Hoş bizim hocaların hocası Türkiye Felsefe Kurumu başkanı İonna Kuçuradi Türkçeyle de çok güzel felsefe yapılabileceğini savunur.  Sokrates, Platon ve Aristoteles gibi ilk büyük filozofların Yunanca felsefe yaptıklarını düşünce Yunancayı bir miktar anlayabiliyor ama Almancayı bilmediğimden olsa gerek, ona bir anlam veremiyordum. Herhalde Schelling, Fichte, Kant, Hegel, Feuerbach, Marx, Nietzsche gibi bulundukları zamana damga vuran büyük filozoflar yetiştirdikleri için olsa gerek diye düşünürdüm. Oysa felsefeyle biraz haşır neşir olunca ifade etmek istediğiniz duyguları ya da kavramları uzun uzun anlatmak yerine Almancada tek kelime ile özetlenebildiğini görüyorsunuz. Yani izah etmesi çok zor, ancak birkaç cümle ile açıklayabileceğiniz duygu, düşünce veya kavramı tek kelimeye sığdırabiliyorsunuz. Böyle çok kelime var Almancada: “Fremdschaemen” onlardan biri. Başkası adına utanmak, rahatsızlık duymak anlamına geliyor. Mesela insanlığınızdan utanıyor, o ana ya da o çağa tanıklık ettiğiniz, yani insan olduğunuz için fail olanlar adına siz utanç duyuyorsunuz. “Fremd” (yabancı), “schamen” (utanmak) kelimelerinin bir araya getirilmesiyle oluşmuş, 2010 yılında da Avusturya’da yılın kelimesi seçilmiş çok anlamlı bir sözcük…

Utanmak insan olmanın ilk koşulu olsa gerek, insan dışında bir canlı utanır mı bilemiyorum, hele bir başkasının yaptığı eylemden dolayı utanç duymak ancak insan olmaya ilişkin bir duygu olabilir… 2 Temmuz 1993 günüydü, bundan 31 yıl önce bugün; yetmiş yıllık Cumhuriyet, “Cumhuriyetin temelleri Sivas’ta atıldı, Sivas’ta yıkılacak”, “Ya şeriat ya ölüm”, “Dinsizler geberecek” diye ağzından köpükler saçarak haykıran, şeriat yanlısı yobazlara teslim edildi. O gün insanlık bir otelde ateşe verildi. Pir Sultan Abdal Şenlikleri’ne katılan gencecik 33 canımızı hunharca yaşamdan kopardılar. Yok edilen sadece insanımız değil, hukuk devleti anlayışı, yaşama hakkı, çağdaş uygarlığın değer yargıları, Cumhuriyetin temel ilkeleriydi. Bunu yapanlar da insan olarak o otelin önünde toplandılar, otelin içindeki insanları canlı canlı ateşe verdiler. Duygular köreldi, yok oldu, azmettirenler, göz yumanlar, suçlular ve suçluları koruyanlar ya yargılanmadılar ya da affedildiler, artık hepsi aramızda dolaşmaktalar.  Bize sadece otuz üç canımızın yangısı ve kendi türümüz adına duyduğumuz utanç kaldı...