Bilim insanları uygarlığın başlangıcı ve gelişimi açısından iki önemli kırılma anına işaret ederler. Uygarlığın başlamasının ilk işareti nedir? Yontup alet olarak kullandığımız taşlar mıdır veya hayvan kemiklerinden yaptığımız aletler midir? Yoksa konuşmaya başlanması ve iş birliğine geçişi anlatan lisan mıdır? Ya da deneyimlerimizin sadece bize ait olmayıp kuşaktan kuşağa yayılmasını sağlayan yazıyı devreye sokmamız mıdır?  Antropolog Margaret Mead'e (1901-1978) uygarlığın ilk işaretinin ne olduğu sorulmuş, "kırılıp iyileşmiş uyluk kemiğidir" demiş. "Hayvanlar aleminde uzun kemiği kırılıp hayatta kalmış bir canlıyı göremezsiniz, çünkü büyük olasılıkla ölür. Tehlikelerden kaçamaz, su ve yemek bulamaz, başka yırtıcılara av olur." Evet doğada hiçbir hayvan kırılmış kemiği iyileşene kadar hayatta kalamaz. Oysa insana ait kırılmış ve iyileşmiş bir kemik, birisinin o insanın bacağını sardığını, onu güvenli bir yere taşıdığını, iyileşene kadar ona baktığını gösterir. Yani insanın zor zamanında bir başka insanın ona yardım etmesiyle başlar uygarlık…
1752 yılında Benjamin Franklin paratoneri (yıldırım savar) icat etti. Eskiden kiliselerin üstünde birkaç ton ağırlığında metal çan olurdu. Bu yüzden bu çanlar yıldırımı çekerler ve yıldırımların çoğu kiliselerin üzerine düşerdi. Papazlar önce çok itiraz ettiler. “Yıldırım tanrının gazabıdır. Burası tanrının evi, paratoner de neymiş biz dua ederiz yıldırım başka yere gider” derlerdi. Bunun gibi bir sürü bağnazlık. Bir senede tam 400 kiliseye yıldırım düştü. 150 tane çan görevlisi yandı ve öldü. En son İtalyanlar 1557 yılında en güvenli yer diye 150 ton barutu kilisenin mahzenine depo ettiler. Kiliseye yıldırım düşmesi nedeniyle şehrin yarısı havaya uçtu. İnsanlar kiliselere gitmemeye başlayınca papazlar mecburen kiliselere paratoner taktırmaya başladılar. Müsbet bilimlerin din hurafecilerine galip geldiği an işte bu andır. Bu tarihten sonra Avrupa’da yobazlara kolay kolay kimse pirim vermedi. Bilim galip geldi ve Avrupa uygarlığa adım atarak kurtuldu. Darısı halen ortaçağlarını süren başkalarının başına…