Kayseri’de ilk kez duyduğum bir özdeyişi çok sık yinelerim: “ Yakınmayı bırak, yekinmeye bak…”

Bir dostumuz şakaya getirerek uyarıda bulundu: “Hayatı ciddiye alanlar da  almayanlar da aynı yere  gitmiyor mu? İyisi mi her şeyi dert edinmeyi bir yana  bırak da, biraz da kendin için olmayı bil!^

Eğer insanlık küçük adımlar atmışsa hayatı ciddiye alanlar sayesindedir. Bu düşüncemi  koruyorum. O nedenle hayatı  ciddiye almayanlara bir yanıtım var:


Zamana kıymazsan öğrenemezsin
Ruhun vücuduna rehber olamaz
Merakın peşinde akıp gidersen
Cehalet bünyende asla duramaz

Sonradan  görmeyle kulaktan dolma
Köksüz değerlerle  kimlik  arama
Sende olmayanın vehmine dalma
Makyajla güzellik kalıcı olmaz

Ne değer ürettin aynalara sor
Ne kattın çevrene sükunetle yor
İnsan arkasında güzel eser kor
İddia olmadan eserin kalmaz

En yüce değer de kendini bilmek
Kendi egonu da gücünle yenmek
Kendini aşarak erdemi bulmak
Bilesin ki asla yollarda koymaz

Gülağa  geldin  de yolun sonuna
Düştün mü hayatın garip yoluna
Haksızlık ettin mi güçsüz birine
Bin ah’tan da bir güzellik türemez