"Bir hayvanın gözlerine baktığımda, sadece
bir hayvan görmüyorum. Yaşayan bir varlık,
bir arkadaş, bir ruh görüyorum.."
Anthony Douglas Williams
Nerede,nasıl doğdum? Annem ve diğer minik kardeşlerim şimdi neredeler? Kaç tanesi hayatta kaldı? Çocukluk günlerimde olsun, hani o dost bildiğimiz insanlarca sevildim mi? Başımı okşayan, bana isim veren oldu mu?
Her şey bulanık, her şey kalın bir sis perdesi ardında. Yaşım ne ki? En fazla üç, beş. İyi kötü, yarı aç yarı tokta olsa öyle böyle yaşıyordum, neden karga tulumba hoyrat ellerce derdest edilip benim gibi daha pek çok cinsimin bulunduğu bu kan kokulu yere getirildim? Neden?
Artık soru soramıyorum. Yanıtlarsa zaten belirsizdi, şimdi hepsi uçtu gitti. Sadece, yüzü hınçla kızarmış bir insan elinin sürekli başıma bir aletle- sanırım bir kürek bu- defalarca, öldüresiye vurduğunu hissediyorum.
Son bir gayretle yerimden doğrulup, kan içindeki başımı kaldırıp o insanın gözlerine bakıyorum. Belki, belki de gözlerimiz karşılaşırsa içindeki merhamet uyanır da o canımı çok ama çok yakan darp işini bırakır diye umutlanıyorum. Bağlıyım, elim ayağım uyuştu, hiçbir şekilde karşı koyamıyorum..
Sonra anlıyorum, ancak ölüm kurtaracak beni bu acıdan, zulümden. Bırakıyorum kendimi, bitsin diyorum, zaten ben istememiştim ki bu işkence haneye benzeyen aleme gelmeyi.
Her şey sonlanırken gözlerim, bana bu yapılanı uzaktan tepkisiz izleyen dost bildiğimiz çok sayıda insana ve hemen yakınlarında korku dolu gözlerle sıra bize ne zaman gelecek diye bakan cinsdaşlarıma takılıyor.
Ve karanlık bir gecede geldiğim dünyayı yine karanlıklar içinde terk ediyorum. Benim çilem bitti ama ya diğerleri?
KONYA! Bir devasa, sözde hayvan barınağı ki bu merkezden, çok kısa bir süre önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan övgüyle bahsetmiş, tüm Türkiye’ye örnek göstermişti. Eminim ona çok farklı anlatılmıştı. İşte buradan bir video ulaştı bizlere, görüntüler için açıkçası sözün bittiği yer demek istiyorum ben sadece. Bağlı tutulan bir köpek ve onun o güzel başına bir kürekle defalarca vuran bir görevli. Bu yapılanı izleyen diğer çalışanlar, bir de korku dolu gözlerle sıranın ne zaman kendilerine geleceğini bekleyen onlarca köpek. Görüntülerden çok belli ki bu yapılan artık rutine bindirilmiş ve olağan hale gelmiş. Elbette isyan, infial büyük oldu.
Ben o geceden sonra her yatağa girdiğimde aynı kabusla uyandım; bir hoyrat elin sahibi sürekli başıma kürekle vuruyordu...