Devlet Cumhuriyetin 100. yıl kutlamaları konusunda geçen seneki benim 70. yaş günü kutlamalarının gerisinde kaldı. Ancak tabandan gelen halkın kendi isteği, direnişi ve Mustafa Kemal Atatürk’e duyduğu sevgi, saygı ve minnet nedeniyle yüzbinler meydanlara aktı. Üstelik Donanmaya Vahdettin köşkünü selamlatarak, “vatan hainliği” bizzat Mustafa Kemal tarafından meclis zabıtlarında yazılı Sultan Vahdettin’in rövanşını alma gayreti açıkça ortaya kondu. Yani halk hükümete rağmen kutluyor bayramını. 1923 Türk devrimi, dünyada eşi ve benzeri bulunmayan anakronik bir devrimdir. Endüstri Devrimini ıskalamış, toplu iğne fabrikası bile olmayan bir din-tarım imparatorluğu kalıntısında gerçekleştirilmiş bir “Aydınlanma” hareketidir. Bu Cumhuriyet, Padişahın ordusuna, Şeyhülislama, dinci isyancılarla ve hain çetelere, halifeci ve saltanatçı olan bazı Kurtuluş Savaşı komutanlarının muhalefetine rağmen, tarikatlara ve din adamlarının egemenliğine karşı kurulmuştur. Bu Cumhuriyet yüz yıllık yaşamının en az yetmiş yılını muhalefette geçirmiş, karşıdevrimci ve emperyalistlerin sürekli altını oymasına direnerek bugünlere gelmiştir…
Cumhuriyetin hangi koşullarda kurulduğu, o çok bilinen ve önemsenen “Efendiler yarın Cumhuriyeti kuracağız” sözcüklerinin ardındaki gerçeklerde saklıdır. Bu lafı iki gün önce söyleseydi daha büyük bir dirençle karşılaşacağını biliyordu Mustafa Kemal. Kurtuluş savaşını yaparken birlikte oldukları en yakın arkadaşları Rauf Orbay’ın, Refet Bele’nin, Ali Fuat Cebesoy ve Kazım Karabekir’in hilafetten, saltanattan yana olan tavırlarına karşın Mustafa Kemal’in devrimci kişiliğinde varlık bulan kavramdır Cumhuriyet. Yani aslında askeri kurtuluşun siyasal kurtuluşla taçlanmasıdır. Tek adama değil, halk tarafından seçilen parlamenterler tarafından oluşturulan meclise inanmaktır. Bin bir güçlükle kurulan devlet fabrikalarını korumak, yanlarına yenilerini eklemek, tarlalarını ekmek biçmek, çiftçisini desteklemektir. Çağdaş eğitim birliğini savunmak, tarikatlara, dogmalara, meczuplara karşı olmaktır. Sorgulayan, felsefeye, sanata, bilime inanan çağdaş gençler yetiştirmektir. Bağımsız yargıyı, adaleti sağlamak, eşit bölüşebilmeyi gerçekleştirebilmek için uğraşmaktır Cumhuriyet. Ötekileştirmemek, çeşitliliği ve çoğulculuğu sevebilmektir… Velhasıl dostlar meydanlardaki coşku, Cumhuriyetin ikinci yüzyılında cahillerden, yobazlardan ve hainlerden arınmış bir ülkede bu bayramın çok daha görkemli kutlanabileceğini muştuluyor bizlere…