Bir yerel saçım, yerelin sorunlarını gündeminde diri tutmuyorsa; seçimde yönetime aday olanlar, günün gereklerini değil, 1970’lerden kalma politik söylemle seçmenin karşısına çıkabilir, yaratılması mümkün olan 100 değerindeki değer yerine 20 değer üreterek, “olumlu sonuç” diye kendimizi de toplumu da kandırabiliriz.
Şaka da olsa bir dostum takıldı: “Yerel seçim ve yerel yönetim adaylarına sorular” diye tutturdun gidiyorsun. Yazdıklarının bir değer katabileceğini düşünüyor musun?
Filozof, “ Düşünüyorum, o halde varım…” demiş. Bir başka bilgin, “ Bilgelik, ölümle değil yaşama kafa yormaktır” diye uyarmış. Gelmiş geçmiş en büyük roman sanatçısı olan Y.N.Tolstoy, “Kendimi bilgi ve bilgeliğe, delliliğe ve akıllılığa adadım” diye tanımlamış “İtiraf” adlı anlamı büyük ama hacmi küçük kitabında.
Dünden ders alıyor, bugünü gözlüyor ve deneyimliyoruz. İnsanların yaşamını
renklendirmenin, çeşitlendirmenin zenginleştirmenin ve kolaylaştırmanın değişmez amaç olduğunu düşünüyoruz . Epiktotes’in sesi kulaklarımı çınlatıyor: “Delişileşmeden ciddi işler yapılamaz!”
Siz aklınızın ve duygularınızın uygun bulduğu bir yere oturtun: Biz yine de, bir toplumun yeraltı ve yer üstü kaynaklarını, fiziki sermaye stokunu, bilimsel ve teknolojik birikimini; bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik beceri potansiyellerini etkin ve verimli değerlendirebilmenin gerek şartı olan “sosyal becerilerinin” sağladığı etkinliği; plan yapmayı, öngörme ve önlem almayı, yapılan işlerde gözetim ve denetimi disiplini için bir kent insanının yerel seçimde neleri düşünmesi gerektiğini seçime kadar sürdürmeyi düşünüyoruz.
Otoparklar ve geleceğin kentiçi hizmetlerinden biri olan araç şarj istasyonlarını planlamamış ve bu konuda proje sunmayan kent yönetimi adayına oy vermenin, oy hakkımıza saygısızlık olduğunu düşünüyoruz.
İster içten patlarlı motorlarda petrol kökenli yakıt tüketsin, isterse elektrikli motorlarla çalışsın otomobil yakın gelecekte de kent insanının “bireysel ulaşım aracı otomobil” yaşamımızın parçası olmayı sürdürecek.
O zaman siyasi kanaati, ideolijisi ne olursa olsun yerel yönetime aday olanlara sorarak oy vermeliyiz:
• Kentin var olan koşullarda “otopark ihtiyacı” nedir?
• Kentin imar planlarında, yoğunluk dikkate alınarak “otopark yerleri” belirlenmiş midir?
• Merkezden çevreye doğru otopark ihtiyacının karşılanmasına ilişkin “öncelik planına” sahip misiniz?
• Elektrikli otomobillerin gerektirdiği “şarj istasyonları” mevcut “petrol istasyonları bağlamında ya da bağımsız” nasıl planlanacaktır?
• Otopark ve şarj istasyonlarının geleceğin “akıllı kentleri ve hızlı kent akışları” bağlamı değerlendirilmiş midir?
• Kent ekonomisi ile “otopark ve şarj istasyonları” etkileşimine ilişkin bir fikir ve proje geliştirilmiş midir?
• Otoparkların ve şarj istasyonlarının “kent yaşamında kalite” yaratmadaki etkileri hakkında bilgiye ve fikre sahip misiniz?
Eğer sıraladığımız soruların oy vermeyle ilgisi olmadığını düşünüyorsanız, size söyleyecek sözümüz olamaz. Eğer söz konusu altyapıların kent yaşam kalitesini artıcı etkilerini düşünüyor ve onaylıyorsanız, adayları bu ölçüyü kullanarak test etme hakkınız yok mu?
Gerçek yurttaş sorumluluğu “düşünme emeği” gerektirir. Gelin bu yerel seçimi vesile ederek, küçük bir zamanımızı da otopark ve şarj istasyonlarına ayıralım.