Ülkemizde siyasetin ki eksenine sık gönderme yapılıyor: Merkez sağ partilerin “inanç ve irk odaklı, pragmatist ve popülist siyaseti” Cumhuriyet tarihinin üçte ikisine hâkim olduğu yaygın bir kanı. Merkez sol siyasetin izlemesi gereken “proje-odaklı ve plan disiplinli siyaseti” hayata taşıyamadığı, “hayal yoksunu” olduğu, o nedenle kitle desteğini arkasına alarak “iktidar oyununda”  etkin olamadığı üzerinde duruluyor.
    Yerel bir gazetede yazıyoruz; yerel-ölçekli bakarak, yerel seçimlerin yaklaştığı bugünlerde, ülkemizi kişi başına 25 bin dolar geliri olan ülkeler arasına katamayan merkez sağ  siyasetin  inanç ve ırk odaklı, pragmatik ve popülist yaklaşımına karşı bir siyaset çizgisinin nasıl izlenebileceğini  sorgılamamız gerekiyor.
    Proje-odaklı ve plan disiplinli  “yerel siyaset ihtiyacını” hangi  varsayımlara dayandırabiliriz?
1    Üretim, ulaşım ve iletişim teknolojileri hız ve esneklik odaklı gelişimini sürdürecek.
2    Değişmelerin  “katlanarak büyüme potansiyeli” büyüyecek.
3    Teknoloji, atom altı parçacıklar ve hücre proteinleri  gibi  sonsuz küçük ile, uzayın derinliklerinde yaratılışın ilk anına el uzatan kara deliklere doğru gelişmesinde yeni hedeflere doğru ilerletecek.
4    Teknoloji sayıları, görselleri ve yeni kavramları içeren veri üretiminde daha ileri boyutları betimleyecek ve belirleyecek. Büyük veri ve yapay zeka, sosyal, mekânsal, zamansal, deneysel ve psikolojik mesafelerimizi yeniden ayarlayacak.
5    Göçler hızlanacak, kentler büyüyecek, bağlantı, iletişim-etkileşim, rekabet ve  İşbirleri yeni içerik ve kapsam gerektirecek.
6    İnsan kaynakları, yeraltı ve yerüstü kaynaklar, fiziki sermaye stokları, bilim-teknoloji birikimleri ve becerileri, örgütlenme-odaklı sosyal beceriler farklılaşacak.
7    İş süreçleri  uçtan uca kontrol edildiği gibi o süreçleri yöneten işgücü profillerinin necilikleri  değişecek.
8    Bilim, teknoloji, matematik ve mühendislik bilgileri kadar, birbirine iyice yaklaşan ama aynı ölçüde yarıştıran insanlar arasındaki sosyal mesafeler  ayarlarını yapan  sosyal becerilerin geliştirilmesi gerekecek.
9    Kalkınma ve refah   yaratmanın koşulları farklılaşacak, yeni iç ve dış koşullar, yeni eğilimlere  göre belirlenecek.
Burada sıraladığımız  varsayımlara  başkalarını da ekleyerek  oluşturacağımız  “bakış açısı” toplum olarak “üretkenlik” ve “verimlilik” düzeyimizi   etkileyecek.
Yeni oluşumların  yarattığı yeni eğilimlerden türeyen varsayımlara dayalı   “zihni modelimizi” netleştirmeden, etkin kaynak kullanma  düzeyini yakalayamayız.
Ülke genelindeki siyaseti de, yerel ölçekteki siyaseti de  sürekli sorgulanan  zihni model varsayımlarına göre  oluşturamazsak, Cumhuriyetimizin  birinci yüzyılında  kaçırdığımız fırsatları, ikinci yüzyılda da değerlendiremeyiz.
    Mümtaz Zeytinoğlu’ndan  bizlere miras kalan “yanılabilme özgürlüğünü kullanarak” ve yerel seçimleri vesile ederek, Eskişehir’de  yerel siyasetin hangi projeleri  gündemde canlı ve diri tutması gerektiğini  tartışmaya açacağız.