Nasıl bir gündemdir bu arkadaş!.. 
Onca sorunumuz varken, “iktidar” demeyelim, Saray ve müttefikleri tarafından bir “güvenli sokaklar” bahanesiyle bir sorun daha getirilip kamuoyunun önüne konuldu!
-Sahipsiz hayvanların, özel olarak da o sınıftan köpeklerin ötanazi yoluylaitlafı!.. 
Yani, yok edilerek öldürülmeleri…
Yani, köpekler diyecek ki, “karar benim” gelin beni öldürün!.. 
İşte bu minvaldeki yasa tasarısı, Tarım ve Hayvancılık Komisyonunda görüşülüp kabul edildi, yasalaşması için sırada şu günlerde TBMM’de “kabulü” bekleniyor!..
*** 
Kabul edilemeyecek bir “insanlık suçudur” bu!.. 
Ama ne gam! Dünyada, özellikle şu son yıllarda ülkemizde bizzat insanlar tarafından, insanlığa yönelik “daha nice suçlar” işlenmedi ki !..
Her şeye karşın, adına vicdanlı kamuoyu diyebileceğimiz “insan gibi insanlar” bu katliam yasasına günlerdir tepkilerini dile getiriyor;
-Gazetelerde yazanlar, dijital medyada mesajlar ve sokaklarda toplu protesto gösterileriyle…
Elbet AKP yöneticileri ve onların kayıtsız-şartsız destekçisi MHP yönetimi dışında!..

Hayvanlar da yas tutar(mış)!..

Kuşkusuz evrendeki tüm canlı türleri, özellikle de dört ayaklı evcil ya da vahşi doğada yaşayan hayvanlar, biz insanlar gibi akıldan, düşünme sistematiğinden yoksun sayılırlar. Onların yaşamları; insanlara benzeyen, doğuşlarından itibaren kazanılmış “içgüdüsel” davranışlarına bağlıdır.
-Yine de duygu (his) denilen insanlara özgü kabul edilen yönlenmelerden uzak değildir… 
Pek çoğumuz, hemcinslerine ve bizlere karşı gösterdiği pek çok örneğe tanıklık etmişizdir.
*** 
Kısa bir süre önce sosyal medyada rastladığım bir görüntü beni düşündürmüştü: 
-Gözlerinden akmak üzere olan iki damla yaşla bir köpeğin görseli…
Çok etkilemişti beni, düşündürmüştü. Evet acılarını, hislerini doğal seslerinden öte sesler çıkararak duyurmak istediklerinin tanığıydık ama… 
Derken aklıma kızım Rengin’in çevirisi bir kitap geldi;
-Hayvanlar da Yas Yutar!.. 
Düzensiz kitaplığımda aradım, bulamadım! Rengin’in oradan aktardığı, kitaptan  bir bölümü özetle paylaşıyorum. ; 
“Evin köpeklerinden biri ölür, aile götürüp bir çukura gömerler. Eşi (belki de kardeşi) gömüldüğü çukurun başından ayrılmaz. Sahiplerine bir şeyler anlatmak ister ama anlamazlar! Aile ayrılır, uzaktan gözlemleye başlarlar. Köpek acele hareketlerle çukuru (mezarı diyelim) kazmaya başlar ve kısa sürede gömülen arkadaşını çıkarır. Aile de döner! Görülür ki, gömülen köpekte hayat belirtileri vardır ve giderek hayvan kendine gelir…” 
Hikayenin özeti bu kadar!...

Tanıklığımdan iki olay... 

İlki, şöyle bir sekiz-on yıla dayanır. 
Hatırlayanlar olacaktır, İsmet İnönü caddesinin “”müdavimlerinden” beş-altı köpek bulunurdu. Onlardan biri (tabii küpeli) diğerlerine göre irice bir köpek. Soğuk havalarda esnafın dükkanlarının önüne kalınca kartonlar koyduğunu onların üzerinde kıvrılıp yattığını hatırlıyorum. Genellikle İsmet İnönü durağının yakınlarında dolaşırdı diğerleriyle birlikte. 
Bir ara dikkatimi çeker olmuştu; Hayvan koyu renkli arabalar (resmi plakalı) geçerken bir süreliğine peşine takılıp koşardı. Yanı sıra resmi  giysili (Zabıta memuru gibi) kişileri görünce havlamaya başlar, tanıdığı esnaf tarafından sakinleştirilince, kartondan yatağına dönüp kıvrılırdı. 
Dikkat çeken bu davranışı esnaftan birine sormuştum;
-Bu hayvan zabıtalar tarafından kovalandı, tekme darbeleriyle hırpalandı. O günden sonra böyle oldu!..
*** 
İkincisi de benzer bir olay. 
Bir akşam üzerine doğru Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi önündeki durakta otobüs bekliyorum. Epey kalabalık durak. Şöyle 100 metre öteden arka bacağından topallayarak bir köpek geliyor. Geldi, acılar içinde kalabalığın arasında yaya kaldırımına uzandı. Bir süre sonra hareketlenip, yoldan geçen otomobilleri gözlemeye başladı. Siyah ve koyu gri arabaların hedefinde olduğunu fark ettim. Onlardan biri geçerken caddeye fırlayıp bir süre arkalarından havlayarak koşuyor. 
Anlaşılan, geldiği istikamette o renk araçlardan biri ona çarpmıştı!.. Bir süre sonra usandı bu takipten, bekleşenlerin arasında uzandı kaldı.
-Bizlerden yardım istiyor gibiydi sanki!..
*** 
Soruyorum şimdi;
-Bu hayvanları mı katledeceğiz, yok edeceğiz? 
--------------------------------------------------------